Ayhan Akman’ın yokluğu takımı fazlasıyla zorladı maç boyunca, duran topla golü bulana kadar istediği oyunu ortaya koyamadı Galatasaray. Harry Kewell’ın geçen sezon başta Olympiakos maçından hatırladığımız ‘Metin Oktay golleri‘ne devam etmesi maçı çözen ana unsur. Skor rahat ve net gözükse de Galatasaray’ın mucizevi bir oyun ortaya koymadığını, sistemini yeni yeni oturtmaya çalışan bir takım olduğunu gözler önüne serdi bu maç.
Ligin ilk maçında kısa dönemde takımda gördüğümüz düşüşü iyi etüd etmiş Jurgen Rober, Galatasaray’ı zorlayacak bir dizi tedbir almış. Bunların en önemlisi ve zorlayıcı olanı defansı öne kurup Baros’un arkasındaki hücum üçlüsünü dar alana hapsetmek olmuş, gördüğümüz kadarıyla gayet de iyi işledi bu taktik. Galatasaray uzun süre bir antitez geliştiremedi bu hamleye. İlk yarıdaki dişe dokunur tek pozisyon olan Elano’nun kaleye attığı şut hariç etkin olamadı Galatasaray. Keita’nın iştahı ve enerjisi olmasa topu da ayağında tutmakta zorlanabilirdi takım. Keita’nın sorumluluk alma güdüsü ve iştahı gerçekten önemli, takım sıkıştığında anahtar görevi görüyor sağ kanat. Bugün Ayhan’ın yokluğunda öne iletilemeyen toplar, Arda’nın düşen etkinliği, Elano’nun takıma uyum gösterememesi ilk yarıda bütün sorumluluğu Keita’nın üzerine yıktı neredeyse.
Beni esas şaşırtan öndeki arızadan çok belki de defansta en çok güvendiğimiz bölge olan sol tarafın Ankaraspor için bir madene dönüşmesi oldu. Hakan Balta gibi bir oyuncu nasıl bu kadar çok yer kaybeder, anlamak güç. Kayserispor maçında da bir-iki kez görmüştük bunları, milli maç arasından önce hiç iyi haberler değil bunlar. Ankaraspor da gerçekten iyi işledi orayı. Sabri defansif bilgisi ve becerisi kısıtlı bir oyuncu ancak o son maçlarda elinden gelenin en iyisini yaparken Hakan’ın bu kadar açık vermesi benim için bir sürpriz açıkçası. Bakalım ara ona nasıl gelecek?
Öndeki arızaların bu kadar ayyuka çıkmasının sebebi Ayhan Akman’ın oyunu kadar Mehmet Topal’ın sisteme uyumsuzluğu olsa gerek. Mehmet Topal formda olduğu zaman gerçekten üst düzey bir orta saha oyuncusu ancak formsuzluğu da hiç çekilmiyor hani. Bir an önce toparlansa iyi eder, yoksa formasına talip olan çok oyuncu var. Mustafa Sarp ve Ayhan Akman bu kadar formdayken, Barış Özbek kenarda bekliyorken sonsuza kadar bu şekilde devam etmez, onun da bir adım öne çıkması gerekiyor artık.
Ankaraspor’a dönelim. Birleşme, başkan değişimi derken geçtiğimiz transfer dönemlerindeki aktif politikasını bu dönem göremesek de Özer ve Erhan’ın İstanbul’a gönderilmesi karşılığında takıma katılan Aydın Karabulut ve İlhan Parlak’ın ilk 11’de yer bulması gözlerden kaçmıyor. Aydın zaten lig başladığından beri her maçta 90 dakika forma bulan oyunculardan birisi oldu, tıpkı Çek stoper Brabec gibi. Slavia Prag’dan serbest kalan 32 yaşındaki Brabec faydalı bir oyuncu görüntüsü verdi bana, defansı fazlasıyla derli topluydu Ankara’nın. Hatta ileri çıkışlarından birinde az kalsın golü atıyordu, önce Leo, sonra Brabec’in topu yönlendirememesi Galatasaray kalesini korudu. Ankaraspor’un düşmesi bekleniyor ancak Ankaragücü’ne kadronun kilit elemanları gitmezse bence bu Ankaraspor rahatlıkla kalır ligde.
Son olarak oyuncu değişiklikleri üzerine bir şeyler söyleyebiliriz, hepinizin dikkatini çekmiştir zaten. Frank Rijkaard sağ, sol ve merkez forveti değiştirerek bu hattı son 20 dakikada Kewell-Nonda-Aydın ile oluşturdu. Şu ligde kaç takım böylesine radikal bir değişikliği hiç zorlanmadan yerine getirebilir? Galatasaray bu anlamda rakiplerinden farklı bir özellik taşıyor. Caner Erkin’in takıma adaptasyonundan sonra onu da sol bekte Hakan’ın arkasını tutması kadar sol önde göreceğiz, tahminim o yönde. Aydın Yılmaz’ın geçtiğimiz sezonlardaki futbol zekasından yoksun denemeleri yerini gittikçe daha verimli setlere bırakıyor, bu çok sevindirici bir gelişme. Attırdığı gol ön plana çıkıyor belki ama 1-0’dan hemen sonra Kewell’a kestiği paralel top bence daha ümit vericiydi benim gözümde.Milli maç arasında takım dinlenme ve yeni setler üzerine çalışma fırsatı bulacak, bu ilk periyodu 4 lig galibiyetiyle bitirmek de işin ekstrası oldu. Yarın transferin son günü, o tarafı toparladıktan sonra milli takıma dönecek gözler. Bu Çarşamba ‘Yenilsen de Yensen de’ yok, Galatasaray hakkında bir şeyler dinlemek isterseniz Galatasaray TV ekranlarına bekleriz efendim. Yukardaki kare ise maç içinde eminim dikkatinizi çekmiştir, özellikle Baros’un Powerade kapağını sökme girişimi babamla beni baya güldürdü. Fotoğraf sevgili Zoban’dan…