Geçtiğimiz sezonun son dört haftasına lider girmiş, iç sahada neredeyse puan dahi kaybetmeyen, ligin zirve takımlarından biriydi Sivasspor. Belki bundan da önemlisi iki buçuk senelik süreçte saha içi ve saha dışı düzenini kendi iç dinamiklerine göre oturtabilmiş, kadrodaki hangi oyuncu saha içindeki oyuna dahil olursa olsun rolünü biliyor ve takımın bütünlüğünü bozmuyordu. Türkiye’de kolay kolay hiçbir takımda göremeyeceğiniz emarelerdir bunlar, beş-on yılda bir gelir böyle jenerasyonlar bir takıma. Galatasaray, Fenerbahçe ya da Beşiktaş bu düzeni kurabildiğinde Avrupada çeyrek final çıkarabilen bir ekip oluyorlar, Sivasspor da lig şampiyonluğuna oynayabiliyor bu düzeni yakalayabildiği zaman.
Bizim ülkece yapamadığımız işlerin en başında bu zar zor filizlenen doğru işleri takdir etmek değil, aşağı çekmek gelir, hayatımızın hemen her alanında böyledir bu. Sivasspor da bu dürtüye yenik düşüp takımı baştan aşağı yenilemek adına bir opeasyona girişti, teknik olarak benim de doğru bulduğum bir yenilemeydi bu şurda değindiğim üzere. Şampiyonlar Ligi elemelerine çıkıyorsanız sizi bir seviye üste taşıyacak yabancı oyuncuları kadronuza katabilmeniz önemlidir, Sivasspor da bu yönde bir hamle yapacak gibi gözüküyordu ancak transfer dönemi sonunda elde kalan koca bir hiç oldu. Bir teknik direktörden çok iyi bir sportif direktör olduğuna inandığım Bülent Uygun yabancı transferini Sivasspor adına tam bir skandala çevirmeyi başardı. Giden rol oyuncularının yerine gelmesi gereken oyuncular Mbemba ya da Bruno Zita değildi. Bu kalibrede oyuncu getirilecekse takasta gönderilen Kanfory Sylla’nın ya da Herve Tum’un günahı neydi diyesi geliyor insanın. Takıma ve sisteme fazlasıyla uyum göstermiş oyuncular gidiyor ve yerine daha iyi olmayan, muhtemelen aynı seviyede dahi olmayan yabancılar getiriliyor. Neresinden bakarsanız bakın fiyaskodur bu.
Bülent Uygun’un kişisel bir sitesi var, zamanında yazdığı şiirleri ve biyografisini (bunu kesinlikle kaçırmayın derim.) okumak, dolayısıyla eğlenmek için ziyaret ederdim ancak hoşuma giden bir bölüm vardı orda. Ziyaretçi defterindeki soruları bizzat cevapladığından giden ve gelmesi gündemde olan oyuncularla ilgili görüşlerini okuma fırsatı bulabiliyordunuz. Burda Herve Tum’un gidişiyle ilgili bir yorumu değerlendirirken bitirici bir oyuncu olmamasından, son vuruş eksikliğinden dem vurmuş ve bu sebeple daha iyisini getirmek amacıyla takasta Tum’u takasta kullandıklarını yazmıştı. Yukarda bahsettiğim kalite yükseltme girişimiyle paralel bir açıklama bu ama gelin görün ki o açıklamada bahsettiği oyuncuların yakınından bile geçmiyor Sivasspor’un yeni yabancıları. Eğer siz Şampiyonlar Ligi elemelerine katılacak bir takım apoletiyle küme düşmemeye oynarken gerçekleştirdiğiniz transferleri bile yapamıyor, 3 aylık dönemi bu kadar kötü geçiriyorsanız burda problem oyunculardan çok teknik heyet ve yönetim kademesinindir.Bülent Uygun bu takım için bir teknik direktörden fazlasıydı ve kendi oluşturduğu sistemin bozulmasına bu kadar kolay izin vermesi sebebiyle 7 maçta 1 puan alan, 15 gol yiyen takımın en büyük sorumlusudur. Sivasspor son iki sezonda ortalama bir gol dahi yemeyen bir ekipti (07/08, 29 gol, 08/09, 28 gol). Bunu sadece defans hattındaki belli isimlere bağlamak doğru değildi, bu Sivasspor’un sisteminin bir sonucuydu. Bülent Uygun, bunu sağlayanın yarattığı sistem değil de kendisi olduğu sanrısına kapılınca ipin ucu kaçtı ve bana göre en kıymetli sistem takımlarından birini bu konuda fazlasıyla kısır olan ligimiz kaybetti.
Az önce yönetim kademesi dedik, oraya bir geri dönmek lazım. Geçtiğimiz hafta bir açıklama geldi yönetimden. Bülent Uygun’a 12. haftaya kadar süre vermişler ve Bülent Uygun’un durumu hakkında kararı o zaman vereceklermiş. İşte buna itirazım var. Bülent Uygun gördüğüm, göreceğim en antipatik insanlardan biridir ama Bülent Uygun Sivasspor’un kendisidir ve gönderilmesinin konuşuluyor olması dahi başlı başına bir rezalettir. Sezon sonu oturulur, konuşulur, hatalar masaya yatırılır ama Fatih Terim’in UEFA Kupası sonrası Galatasaray’daki kredisi neyse Bülent Uygun’un Sivasspor’daki kredisi de odur, o olmalıdır. Size tarihinizin zirvesini yaptırmış kişiyi 7 hafta takım kötü gittiği için gönderecekseniz sizin yeriniz zaten zirve değildir, zirvenin altı bile değildir hatta. Bülent Uygun bu şekilde gönderilirse de Sivasspor düşmeme mücadelesi verir bundan sonraki Süper Lig sezonlarında. Sivasspor’un kadrosu geçen sezona göre kompaktlığını kaybetse de küme düşme hattının adaylarından değildir benim gözümde, belli bir toparlanma süreci sonrası kendilerini bir nebze üste atmayı başaracaklardır. Bülent Uygun’la devam edilmesi gerekiyor bunun için de…